Önce Özetler... 6 Nisan 2009 Pazartesi

5 gün olmuş. 5 gündür blok yazmamışım. Bu 5 günün üçünde cerenciimleydim, aşk yaşıyoduk. Bi gün de hazırlanıyormuşumdur falan.

Neyse, İstanbuldaydım dediğim gibi. Ceren ve yeni saçıyla görüşme imkanı buldum. Saçları şahane olmuş. Yüzünün güzelliği ortaya çıkıyo resmen arkadan toplayınca.

Lost izledik, TSCC izledik, ödevi için kaynak araştırmaları yaptık, atıştık, tartıştık, sarıldık uyuduk. Bana kızgınken bi sürü güldürdüm, sen gidince kötü olcam dedi. Ben de kötü olcaktım biliyodum, ama 2 hafta sonra görüşücez bak dedim. Toparlıyamıyorum bile kafamı şimdi, hep böyle bi ertesi gün boşluğuna düşüyoruz.

Az kaldı neyse ki. Haziranı sayma, 2 ay. Sonrasında rahatlıcaz. O zamana dek bi kaç kez daha yaşıcaz bu ayrılık hüznünü. Şimdi çok edebi bişiler yazasım olsa şey derdim "bir daha birleşmek için ayrılıyoruz" falan fişman. Yok ama. Bööle yazılmak istenmedi bu karakter. (anlayana)

Pazar sabahı bit pazarına gitme hayallerim vardı ama havamızda olmamamız sebebi ile o hayaller yıkıldı. Yerine konuşmak, muhabbet etmek, didişmek, öpüşmek gibi daha verimli hareketlerde bulunduk.

Akşam güldük bi sürü. Cereni güldürmeye çalıştım, muvaffak oldum. Roman yazıyomuş gibi yaptım mesela. Yanaklarımı sıktırmayı yasakladım. Sonra o yasağı kaldırdım, ikinci bahar getirdim ilişkiye.

Giderken ben, arabanın içinden el salladı bana bebek gibi.

Otobüste önümde oturan adam efsane horladı.

Muavin ikram yaparken ben Cerenin ödeviyle uğraşıyodum. Benim önümdeki sıradayken adam, hapşurdum-iki kere. Muavin bana "ne alırsınız efendim?" dedi. Ben "bişey almıcam sağolun" dedim. "Efendim isterseniz size nane-limon yapayım, çünkü ben size söyliyeyim, şifayı kapmışsınız siz" dedi : ))))) Ben de böyle samimi bi çıkışa "istemem" diye cevap vermek prensiplerime ters olduğundan "eh olur bakalım" dedim. Kek pohaça alır mıyım diye sordu, almam dedim.

Sonra nane-limon yapmayı unuttu bana. Safoş. Ben de notebook'un pilini bitirip uyudum zaten. Arada horlama sesleri ile uyandım, çünkü adam diyelim ki 10 desibelle horluyor bir süre, kulağın alışıyor. Sonra bi anda üçbinbeşyüz desibelde horluyor, afallıyosun. Çok fenaydı çok.

Cumartesi baya geç çıktık evden, bişilerle uğraştık hep. (nelerle acaba) Toygar saat 2de bekliyoruz sizi demişti, biz 6da gittik. yarım saat falan görüştük onlarla, ama hasan amcamı görebildim çok mutlu oldum. Cereni de tanıştırdım hasanamcamla, artık yapacak bişey yok alıcam kendisini. Kaybetti beni bırakma hakkını.

Neyse efenim, daha bin türlü detay var ama, cerenin ödevi için tablo bakmak lazım. Onları ayarliim de 1 saat sonra da kaldıriim kızı. Bloguna dün gece ":(" başlık ve içeriğinden oluşan bi post yollamış bi de sadece. Kıyamam ben ona.

Geçicek bebek. Az kaldı.

0 yorum: