Evet, kişisel tarihimdeki en fantastik rüyayı gördüm, paylaşmadan olmaz.
Notebook'umu açıyorum, House sezon finalini izlicem diye. Açıyorum ve sanal aleme giriyorum, house'un sezon finaliyim artık (evet). Ve bir robotum. Şu şeylere benziyenlerden, robo sapienslere. Hatta şööle bişey işte tam heh.
Çılgın bir bilimadamını robotuyum ve onun arkasından arabasını kilitleyip (araba kilidi yerinde 6 haneli bir sayı var, şifresini hatırlamıyorum şimdi, hatırlasam sayısal oynıcaktım, ama kapatınca hepsini 0'a getiriyorum.
Kafamı kaldırdığımda bilimadamı gitmiş. Ben de robot robot onu aramaya başlıyorum. Etrafta başka robotlar da var ama onlar kötü robotlar, beniyakalarlarsa öldürecekler. O yüzden gizlice gidiyorum ama ı-ıh onlara görünmemeyi başaramıyorum.
Kendimi bir villanın içine atıyorum, robot olduğumdan alarmı çalıştırmadan içeri girmeyi başarıyorum. İçerde ufak bir köpek resmi var ve sahibinin sesi, şöyle diyor: "Köpeğimi bulun lütfen, aylardır kayıp, onsuz yapamam." Mission objective'imin köpeğini bulmak olduğuna kanaat getiriyorum, ama o da ne? Artık robot değil, düldül'üm. Aradığım köpeğin sureti idefix, ama adı rintintin. Evet.
O esnada etrafımı başka köpekler sarıyor ve beni dişleye dişleye öldürüyolar.
Bir sonraki sahne. Annemler bana yemek ve su getiriyorlar. Artık insanım. Ve adım Jack Bauer. Beyaz sarayda bir davetteyim (beyaz saray denize sıfır ve izmirde) Tüm sosyeteden sıkılıp denizkenarına çıkıyorum. Yukarı kafamı kaldırınca bir sürü ışıklar görüyorum, ateşlenmiş roketlere benziyorlar. "Aman tanrım, judgement day başladı, herkes sığınaklara!" diye bağırıyorum. Terminatöre geçtim burdan da dikkat ederseniz. Başkana öncelik diyorum (Başkan kadın, Alison başkan) Sonra kafamı tekrar yukarı kaldırıyorum nereye düşecekler füzeler diye. Bir anda duman çıkararak bişeyler yazmaya başlıyor. Evet, doğru bildiniz, Heroes Save The World --Again! yazıyorlar. Meğer bunu bana Cerencin kurgulamış. Hahaha diye gülüyor herkes. Ben de hehe çok komik diyorum ama bu durumdan memnun diilim. Herkes hahahaha diye gülerken, gerçekten füzeler düşmeye başlıyorlar. Tesadüf. Dışardaki gizli servis çalışanları ölüyor bir anda, ben içeri koşuyorum, cereni ve başkanı bir odaya kapatıyorum. Az sonra gelicem yanlarına. Dışarı çıkıyorum, bu sefer denize ufak bilyeler yağıyor, kim su üzerindeyse kafalarını delip öldürüyor. Dehşet içinde izliyorum. Sığınağa geri giriyorum, yardım çağırıcam, blackberry'mi elime alıyorum ve cerenin çantasındna bir patlama geliyor. Bebeğimize bişey oldu diye aklım çıkıyor (ceren hamileymiş (&) )ama bişey yok, çantayı açtığımda benim diğer telefonuma bomba yerleştirilmiş olduğunu ve konuşurken patlıcağını benim de öleceğimi anlıyorum, çantadayken patlamış ama. Feci pısıyorum, kahramanım ben, herkes ağzımın içine bakıyor, buradan çıkış yolu bulmalıyım yoksa eninde sonunda buraya girip herkesi öldürecekler. Tam harekete geçecekken, düşmanlar geliyor, tam teçhizatlı askerler, ama aslında robotlar, human tissue var üzerlerinde, bize silah doğrultuyorlar, komutanları olan robot "durun çocuklar, çalışma kamplarında kimler işimizi yapacak yoksa" diyor. Ve John Connor da oluyorum böylece.
Ardından uyanıyorum.
Heroes Save The World --Again! 28 Mayıs 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder